AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Efkan Ala,

Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Dış İlişkiler Bakanı Sayın Song Tao,

Sayın Büyükelçi Liu Shaobin,

Kıymetli AK Parti ve ÇKP yetkilileri,

Değerli katılımcılar,

Bu çevrimiçi toplantı vesilesiyle
aranızda olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.

İki ülke iktidar partileri arasında
diyalog kurulmasının önemi açıktır. Bu diyaloğun düzenli bir mekanizmaya
evrilmesinin, Türkiye-Çin siyasi ilişkilerini daha ileriye taşımamıza vesile olacağı
kanaatindeyim.

Sayın Cumhurbaşkanımız ile Çin Halk
Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Xi arasında, Türkiye-Çin işbirliğinin her
alanda geliştirilmesi hususunda güçlü bir mutabakat bulunuyor.

Bugünkü toplantının da, iki Devlet
Başkanının en üst düzeyde sergilediği ortak iradenin bir yansıması olduğunu
düşünüyorum.

Siyasi partiler arası ilişkiler,
siyasi ilişkilerin önemli bir veçhesini oluşturmaktadır. İktidar partileri
arasındaki ilişkiler ise, somut işbirliği alanlarında ilerleme kaydetmek
bakımından önemli bir kanal sunmaktadır.

AK Parti ile Çin Komünist Partisi
arasında sürekli bir diyalog mekanizma tesis edilmesinin pratik faydalarını
kısa sürede görebileceğimize inanıyorum.

Bu diyaloğun parti merkez
yönetimleriyle sınırlı kalmayıp, yerel örgütleri de kapsayacak şekilde
genişlemesini de temenni ediyorum.

Aslolan, diyaloğu sürekli kılmak,
karşılıklı saygı ve menfaatlerimiz temelinde, ikili münasebetlerimizi yapıcı
bir bakış açısıyla geliştirmektir.

Asya kıtasında derin kültürel ve
tarihî izler bırakan kadim millet ve medeniyetleriyle Türkiye ve Çin, bunu
başarabilecek devletlerdir.

Büyükelçilik görevini üstlendiğim
2017 sonundan bu yana, Pekin’deki ekibimizle, Türkiye-Çin ilişkilerini hep bir
adım öteye taşımak için çalıştık.

Yoğun çabalarımızın meyvelerini
kısa sürede topladık. 2018, karşılıklı resmî ziyaretlerde rekor kırdığımız bir yıl
oldu. Çin’de ortalama üç günde bir heyet ağırladık.

Bu tempoyu, takip eden yıllarda da
sürdürdük ve neticede, 2018-2020 döneminde karşılıklı olarak Bakan düzeyinde
15, Bakan Yardımcısı düzeyinde 20 resmî temas gerçekleştirdik. Karşılıklı resmî heyetlerin sayısı ise 150’ye
ulaştı.

Aynı yıl içerisinde, on yıldır
gerçekleşmeyen Meclis Başkanı düzeyindeki ziyareti gerçekleştirdik ve
parlamentolar arası temaslara ivme kazandırdık.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Temmuz
2019’daki Pekin ziyareti ise, her biri kendi mecralarında ilerleyen işbirliği
dosyalarımızın bütünlüklü biçimde ele alınmasını sağladı.

Bu ziyaret vesilesiyle, Türkiye-Çin
ilişkilerine dair geniş kapsamlı ve uzun vadeli vizyonumuzu Çinli
muhataplarımıza en üst seviyede aktarma imkânı bulduk.

Büyükelçilik olarak ikili
konularımızda atılabilecek somut adımlara odaklanmanın olumlu sonuçlarını tüm
işbirliği alanlarında gördüğümüzü söyleyebilirim.

Örneği 2018 senesini, Çin’de
Türkiye Turizm Yılı olarak, çok sayıda kültür-tanıtım faaliyetiyle en verimli
şekilde değerlendirdik. Çin’in farklı kentlerinde, büyük ilgi gören Türk
mutfağı etkinlikleri düzenledik.

Bunun getirdiği katma değer,
ülkemizi ziyaret eden Çinli turist sayısının 2019’da rekor düzeye çıkarak 600
bine yaklaşması ve iki ülke arasındaki uçak seferleri ve destinasyonlarının artması
oldu. Nitekim Aynı yıl İstanbul-Xi’an seferlerini başlatarak, THY’ye on yıl
aradan sonra Çin’de yeni bir destinasyon kazandırmış olduk.

Ekonomi sahasında da, Çin’e
tarım-gıda ürünleri ihracatımızın önündeki engelleri kaldırmaya odaklandık ve
kanatlı eti, su ve süt ürünleri gibi birçok kalemde önemli kazanımlar elde
ettik. Böylece, bu sektörde Çin’e ihracatımız yıllık bazda yaklaşık %63 arttı.

İki ülke Merkez Bankaları arasında
para takası anlaşmasını yeniledik ve böylece ilk Çin Yuanı kullandırımının
Haziran 2020’de gerçekleşmesini sağladık.

Keza 2020 sonu itibarıyla, Orta
Koridor Girişimimiz kapsamında, ülkemiz ile Çin arasındaki demiryolu
bağlantısını, ilk ihracat trenlerimizi Çin’e göndererek sağlamış olduk.

Yaklaşık iki hafta süreli bu hat
sayesinde, hem ürünlerimizin geniş Çin pazarına ulaşması için yeni ve hızlı bir
güzergah açtık, hem de Çin’in Avrupa’yla kesintisiz bağlantısını sağlayan bir
koridor oluşturduk.

An itibariyle, 6’ncı ve 7’nci
trenlerimiz de yolda. Çin’in Kuşak Yol Girişimi’yle uyumlu Orta Koridor
Girişimimizin, önümüzdeki dönemde önemli bir bölgesel entegrasyon aracına
dönüşeceğine inanıyorum.

Covid-19 salgını bağlamında da, birbirimizin
kara gün dostu olmayı bildik, karşılıklı yardımlar ve tıbbi ürün tedarikiyle bu
büyük trajediyi dayanışma ve işbirliği vesilesine dönüştürdük.

Güvenlik alanında ise, iki ülkeyi
ilgilendiren kritik konularda doğrudan ve sürekli irtibat sağlamak amacıyla,
Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyindeki Ortak Güvenlik İşbirliği
Mekanizması’nı hayata geçirdik.

Türkiye’nin Çin’deki kurumsal görünürlüğünü
de giderek tahkim etmekteyiz.

Bu kapsamda, Pekin Yunus Emre Türk
Kültür Merkezi’nin resmî olarak faaliyete geçişini 20 Mayıs’ta güzel bir konser
etkinliğiyle taçlandırdık.

Çin’deki dördüncü
Başkonsolosluğumuz olacak Chengdu Başkonsolosluğumuzun açılması sürecinde son merhaleye
geldik.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi,
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Türkiye Varlık Fonu’nun Pekin ofislerinin faaliyetlerine
başlamaları aşamasına ulaştık.

Ülkemizin itibarına ve Türkiye-Çin
ilişkilerine yaraşır yeni Büyükelçilik binamızın inşaatının en kısa sürede
başlaması için hazırlıklarımızı da süratle sürdürüyoruz.

Çin tarafının da desteğini
gördüğümüz bütün bu olumlu gelişmeler, Çinli muhataplarımıza her vesileyle,
samimiyetle aktardığımız, Çin ile daha kapsamlı bir stratejik ortaklık
arayışımızın sonucudur.

İki ülke iktidar partileri
arasındaki temasların bu arayışa çok değerli katkılar sunacağına inancım
tamdır.

Bu vesileyle, Çin Komünist
Partisi’nin 100’üncü yıldönümü dolayısıyla değerli ÇKP yetkililerini tebrik
ediyor, pandeminin ardından iki parti yetkililerinin fiziken de biraraya
gelmelerini diliyor, bu toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimi
sunuyorum.